29 Ocak 2014 Çarşamba

Yürüyüşe devam





            Her hafta trekking yapmamız,zaman ayarlaması bakımından mümkün gözükmüyor. Önümüzdeki pazar Abant turu var. Allah biliyor ya, çok istiyorum gitmeyi.Yolun uzak olması gözümde yok.Ama ayarlamak biraz zor gibi. Uğraşacağım tabii....Abant çok güzel bir yer yaaa...Daha evvel çok gittim. Biz de gurup organizasyonuna katılmıştık 2 kere. Taksim Abant Palace'da kalmıştık. Aramızda kalsın ama organizasyon yoksa otellere gidilmez.Gereksiz pahalı. Günübirlik gitmek daha doğru olur.Yarım pansiyon ve su bile çok pahalı. Gene aramızda kalsın,musluktan akan su Bolu dağlarından gelen suymuş. Garson, Aslı suyu musluktan içti diye kızınca duymuş ve o söyledi.Abla ne kızıyon bu su ,senin aldığın sudan daha iyi bir su deyince:)))

        Uzaklara gidemiyorsam,yürümüyorum anlamına gelmiyor.Ankara'da yeşil alan nerede varsa orada ben. Dağ bayır çıkmak yorucu gerçekten.Biraz düzlük olunca kimse tutamıyor beni ama tepeleri çıkarken öyle hoplaya zıplaya çıkamıyorum.Benim kalbim ne ki? Yumruğum kadar işte.Küçücük...Kendi tempomu ve vücudumu iyi tanıyorum.Yüzerken de aynı şey oluyor.Başlıyorlar kulaçları hızlı hızlı atmaya, sonra yarı yolda kesiliyorlar. Bense yavaş yavaş başlıyorum ve hiç kesilmeden saatlerce yüzüyorum. Ben böyle olmasını seviyorum...Tercih meselesi:)

      Yürüyüş sonrasında ne iyi gelir? Sıcacık çay....



                                      


                                            


     Orijinal bir grup. Bu şarkısı da gene muhteşem. Benim gibi tam bir anime manyağı bu grubun,kendi kliplerinden düzenlenmiş anime filmleri de varmış.İnterstella 5555.....Ben izlemedim.Hemen bakacağım.... Bu klibide çok hoş...İzleyin muhakkak

                                                                                                                     Sevgiler....

İyi ki doğdun Elif İrem...



        
                   Elif İrem'imiz 5 yaşına geldi.Ne çabuk geçti zaman....Oysa ki benim aklımda Elif İrem'in Gazi Hastanesindeki zorlu yolcuğu var....

                          Elif İremciğim,doğum günün kutlu olsun,hayat sana hep mutluluk,sağlık ve huzur getirsin....Yüzünden gülücük,kalbinden sevgi eksik olmasın:)

                                                                                                                       Sevgiler...
                       





Bu doğum gününü seviyorum.Sadece doğum günü çocuğuna değil,bizimkilere de hediye geliyor....:) İşte bizimkiler....:)) Fatmacığımın marifetli ellerinden atkı ve bere takımlarımız,Alime yengemizden puzzlelarımız.....




Özenle süslenmiş doğum günü masamız....
Yaaa Fatma sen hep böyle güzel ve lezzetli yemekler hazırlamak zorunda mısın? Harika,nefis,muhteşemmmmm

Pasta gerçekten çok lezzetliydi. Özsüt'ün ellerine sağlık:)
                     

Ispanaklı dip sos



Etin yanına böyle muhteşem bir sos gerekir....Ispanak sevenler için tabii:)

Şimdi:

  • Ispanakları yıkayıp doğruyoruz
  • Az bir zeytinyağıyla suyunu çekene kadar kavuruyoruz
  • Bir tatlı kaşığı unla yaklaşık fir fincan suyu karıştırıp üzerine döküyoruz(ben makarnaya krema kullandığım için ,ıspanağın üzerine de döktüm)
  • Biraz daha pişirip üzerine kaşar rendeliyoruz

       Tariflerde parmesan peyiniri deniyor ama, evde yoksa ne yapalım!!! Kaşar kullanalım:)

                                                                                                                                     Afiyet olsun


                                                      


                                                      




22 Ocak 2014 Çarşamba

Deliler tepeye dense, en önce Özlem gider:)



       Hani demistimya doga yürüyüşlerine başlamak istiyorum diye...Kıyafetlerimizi aldık ve ilk denememizi Alternatif Trekking grubu ile geçen pazar Kızılcahamam'ın dağlarında gerçekleştirdik. Tek derdim oralarda nasıl yemek yiyeceğimizdi:)) Ben o kadar enerji kaybettikten sonra ekmek arası şeylerle kendime gelemem diye düşünmüştüm ama hiçde öyle olmadı.

Grubun liderleri mi desem sahiplerimi desem bilemedim  ama kendileri bizi tebrik ettiler. Bu kadar tepeye normalde cıkmazlarmış.Hatta yemek molası verdikleri sırada devam etmek isteyenler zirveye çıkabilir denildi ve tabii ki ben hemen atladım. Atladım ama felaket yoruldum. Hatta dönüşte otobüsleri gördüğümde artık kendimi yere atıp uyumak isteği oluştu. Otobüsü görüpte, oraya doğru gitme anını anlatamam.o kadar zor geldi kiiii....

Ama kar gördük ve karda yürüdük. Ormanda yürümek o kadar keyifliydi ki anlatamam. Yaaa ben doğayı seviyorum.Öyle laf olsun diye değil gerçekten müthiş huzur buluyorum . Güzel geçen gün için herkese teşekkürler....

İlk başta bozkır toprakları görünce moralim bi bozuldu kiiiii...

Bilenler su şişelerini burada doldurdu... Su almak şart gerçekten. Soğukta ben su içmem diyordum ama ....





Fotograf makinamı almadım yanıma . Yanında makinası olanlar vardı , bende onlara güvendim .Bu sebepten elimde çok fotograf yok. 
Ayakkabı ve pantolonumu Jack Wolfskin'den polar mont ve yağmurluğumu Colombia 'dan  tercih ettim. Bu işi bilen bir arkadaş Decathlon 'u önermedi ama baya çeşit ve uygun fiyatları vardı.Ayakkabı önemli ama diğer malzemeler oradan alınır. Bu tozluk denilen , ayakkabının uzerinden bacağın alt bölümünü saran şey varya.Gerçekten çok önemliymiş. Her işin yapmanın bir yolu yordamı var tabiii...

İşte zirve ve ben:)
Yemek yenilen yere geldiğinizde ateş yakmışlardı. Ateş başında ekmeğimizi ve termosla götürdüğümüz çayın tadı bir başkaydı...Zirveye çıkanlardan nir kısmı dönüşte kayboldular. Bayaa aşağıya inmişler. Sürüden ayrılanı kurt kapmadı Allah'tan:))) dumanı takip ettiler:)








12 Ocak 2014 Pazar

Ohh Olsun!!!



     Kızıma Çıtır Çıtır Felsefe serisini aldım. Arkadaşlar, sende oku çok güzel dedikleri için arada bir bende bakıyorum...Çok keyifli, çok doğru, çok çekici....Mutlaka okunmalı

 


Mutluluk ve mutsuzluğa baktım .Hemen bir post yazayım dedim. mutsuzluğun hep ilgi çektiğinden bahseden çok şirin ve kısa bir yazı. İçimizden ,başkalarının mutsuzluğuna 'ohh olsun' dediğimiz zamanların olabileceğinden bahseden bir metin...Aslı hemen atladı.Evet bazen diyorum,hoşuma gidiyor, bana haksızlık yapan  sonrasında aynı şeyi kendisi yaşayan insanlara diyorum ben!!! :)) 'Mesela DURU' :)
 İnsanız yaa,kalıplaşmışlık var gibi görünse de ne zaman ne yapacağımız belli olmaz...Aman dikkat!!!




Bu arada Aslı'dan söz açılmışken, kilden kedisini de sunalım sizlere....Ne kadar pembe yapma
 artık desek de dinletemiyoruz...




Araştırmacı Çocuk-Kış eğlencesi



                  Geçen sene kızım katılmış ve çok memnun kalmıştı.Geçen sene fiyatı daha uygundu. Artık söz verdik, yolluyoruz.Yaş grubu uygunsa bir düşünün...


                Alıntı:
Yarıyıl tatilinizi oyunlar oynayarak, arkadaşlarınızla vakit geçirerek, ilginç aktivitelere katılarak geçirmeye ne dersiniz? Çevremizde gördümüz pek çok şey nasıl hareket eder? Ormanlar yok olursa ne olur? Uçaklar nasıl uçar? Şifreler nasıl oluşturulur? Soru sormadan olur mu? İşte bu konular üzerinde hazırladığımız atölyelerimizde çocuklarla birlikte düşüneceğiz, tasarımlar yapacağız  ve eğleneceğiz.​
Araştırmacı Çocuk Merkezi ekibi olarak 27 - 30 Ocak 2014 tarihleri arasında Orta Doğu Teknik Üniversitesi kampüsü, Matematik bölümü sınıflarında 9 - 11 yaş  grubu çocuklarıyla birlikte eğlenceli zaman geçireceğiz.
27 Ocak Pazartesi (10:00-16:00): Hareketli Misketler atölyesi

28 Ocak Salı 
(10:00-16:00): Geyikli Kasabası

29 Ocak Çarşamba 
(10:00-16:00): Bir Düşünür Olsam / Kriptografi

30 Ocak Perşembe 
(10:00-16:00): Gökyüzündeki Kanatlar
.
Her bir faaliyet 75 lira. İstediğinize katılabiliyorsunuz.Bence hepsi güzel...Kontenjan sınırlı...Çabuk karar verin

                                                                                                                                  Sevgiler...

Hurçlarin arasinda kalan kiyafetlerim :)



              Annem isyan etti. Makinanı al git! dedi...:) Makinamı mı? Yani artık benim oldu:) Bende dikiş makinasını alıp eve geldim.Arkamdan da makinanın parçalarını yollamış babamla:)) Bende hemen ara boy olan elbise ve eteklerimi çıkarttım.Başladım kesip dikmeye:) Birde kahverengi eteğim vardı da,onu yıkadım. Ütülemeden fotolamak istemedim.

              Neyse işte, bu aralar doğa yürüyüşü yapmaya karar verdik. ;Dağ,tepe bayır demeden gezmeye....Tabii bunun için windproof kıyafetler lazımmış.Başladık araştırmaya...Aman ne detay ne detay...İncecik polar montlar ama rüzgarı önlüyormuş,termalmiş vs...Ayakkabılarda akla gelmeyen özellikler falan...Fiyatlar da almış başını gitmiş.Ama şimdi şu reklamı da izleyince gelde alma,gelde gitme ...


İşte böyle:) Kıyafetleri alınca özelliklerini yazarım. Vazgeçmezsem:) Kumaşlar ve özellikler farklı demişken; geçenlerde etek dikmiştim ya hani. Kumaş almam gerekiyordu. Hafta sonu kim Kızılay'a gidecek, bende Milimetric'den alıvereyim dedim.30 liraya alacağıma azcık iyisi olur en fazla 100 falan veririm diye düşündüm.Hadi olsun 150...Kafaya koydum ya, girdim içeri..Kısa boylu,yaşlıca bir beyefendi karşıladı beni. Buyurun,nasıl yardımcı olabilirim? Bende hemen yünlü kumaşlarınızı görebilir miyim? dedim.Bende de bir hava bir hava.Çok anlıyorum ya sanki kumaştan falan. Tabii dedi açtı kataloğu..Yumuşacık,incecik güzel bir kumaş beğendim...Bu olsun dedim.Yaw önce fiyat sorsana...Tabii deyip ruloyu çıkartırken metresi ne kadardı dedim.Sizin beğendiğiniz İngiliz yününden yapılmış olan özel kumaşımız.800 lira dedi.Rulosu herhalde dedim içimden:)) Yok tabii demedim de,benim o hava gitti tabii...Hemen savunmaya geçtim.Aaa çok güzel ama ne kadar pahalı walla ben en fazla 300 liralık bir kumaş bakmıştım:P Öyle de var demedi Allah'tan:)) Gülerek söyledim tabii,amcanında yüzünde bir gülümseme belirdi:)) Tabii tercih meselesi,özel bir gün için belki bir ihtimal alırımda, ne olacağı belli olmayan gündelik etek içinde verilmez o kadar para...

Birde aklıma ilkokulda ki beden eğitimi öğretmenim geldi.Spor faaliyetleri için yurt dışına çıktığından,bizlere anılarını anlatırdı. Şimdi yalan olmasın ama sanırım Amerika demişti.İşte oraya gittiğinde hanımına kumaş hediye almak istemiş.Girmiş bir dükkana. En güzel kumaşlarınız hangileri diye sorduğunda adam: 
-Efendim,Sümerbank kumaşlarımız var,yeni geldi bir bakın
demiş.Annem de hep söyler.Hem fiyatı uygun hem çok kaliteliymiş.Bende pek severdim annem kumaş almaya gittiğinde oraları gezmeye.Şimdi de ne kaldı Allah aşkına...Neyseee.....

Etekten nerelere geldik:) Buyurun..
Bu elbisenin boyu uzun ve kollarında ;aynı kumaştan şeritler kesilip üstünden dikilmiş kıvrımlı süsleri vardı.Öncelikle onları çıkarttım.Benim üzerime bişey giymem gerekiyor ve giydiğimde kollarda şişkinlik yaratıyordu. O parçaları da eteğinin alt kısmına fırfır yaptım.. 

Bu eteğin boyuda uzuncaydı.Kestim ve dantelle süsledim...

Bu elbisem de kısa...Bunu uzatmam lazım.Artık bir hal çaresine bakacağız...Ya dantelle yada benzer şifon tarzı bir kumaşla hem etek parçalarına eklemeler yaparak hemde etek ucuna eklemeler yaparak boyunu biraz uzatmak gerek...

7 Ocak 2014 Salı

Bum bum bole


                           Bum bum bole;sallayın, çalkalayın falan demekmiş.Biz bu şarkıyı tesadüfen bulduk ve bayıldık. Çocuklar için harika,eğlenceli bir şarkı. Filmini izlemedim ama en yakın zamanda izlemek istiyorum. Amir Khan'ın oynadığı filmlere bakılınca, enerjisine hayran kalmamak mümkün olmuyor. 65 doğumlu olduğunu duyduğumda 'Nasıl Yani?' demekden kendimi alamadım hani...Bizde böyle pozitif enerji veren,güzel yüzlü insanlara' yüzü nurluca' derler ya:))) Bana öyleymiş gibi geliyor. Zaten kendisi de  Müslümanmış:))


                      Hindistan değişik bir yer gerçekten.Efendim bizim bir arkadaşımız var ,annesi Hristiyan babası Hindu .Annesi iş dolayısıyla Türkiye'ye geliyor ve Kendisi de burada bir üniversitede okuyor. Çok sevdiği için,üniversite bitince de burada çalışmaya başlıyor.Bizde sayesinde Hindistan hakkında bilgi sahibi olmuş oluyoruz.Mesela Hindistan'da düğünü kız tarafı yaparmış. Erkek tarafına başlık parası verir ve evi de kız tarafı döşermiş. Oyyy erkek annelerinin ne söylediğini duyuyor gibiyim:)) Ancak, erkek kesinlikle hanımına yanlış birşey yapamazmış.Öyle boşanmak falan da zormuş..Kız tarafını en ufak bir olayda karşısında bulurmuş erkek tarafı:))).Parayı veren düdüğü çalar:))) gibi bişey...Yaaa zaten bu kadar eğlenceli bir toplumun şiddet taraflı olabileceğini sanmıyorum...Bütün filmlerinde oynuyorlar yaww:)))


İşte eğlenceli klip :
Buyurun....



Bu arada bende böyle geniş,penceresinde bahçeyi gören,bütün eşyalarımı elimi attığımda bulabileceğim bir okul istiyorummmm:))




       



4 Ocak 2014 Cumartesi

Oyuncak bebek beşiği yenilendi:)



                     Haberler çok bu aralar:) Her türlü hani:) Neyse biz kişisel olanlarla ilgilenelim.Bugün şarkı besteledim:) Sıla'nın şarkısı varya,onu düşünün ve müzikle beraber benim yazdığım sözleri okuyun:


Sınavları okumaya kapıldım gidiyorum
Sonunda kalır mı,geçer mi?bilemiyorummm
Hem çok çalışmak istiyorum
Arkadaşlarımlaaa
Hemde dinlenmekkk
Sıcak yorganın altında

Ben yoruldummmmm
Söyleeee
Senin gücün var mı halaa
Kaç nöbet daha varrrr
Söyleeee
Bu dönemde, şubat tatiline kadar :))

          Ayyyy bugün şarkımı söyledim arkadaşlara,güldük müldük de....Benim kafam yorgun aslında...Ameliyat olmam lazımmm...Herkes benim için doktor araştırıyorrrrr...Bir sır vereyim mi? Gittiği yere kadar gitsin....Diyor, içim...Uffff Allah sağlığımızdan etmesin ,aslında çok basit bir operasyon ama ben KORKUYORUMMM

        Ne zaman kafama bişey taksam,başka işlerle uğraşmayı seviyorum.Şu yoğunlukta,oturdum gözüme renkleri kötü kötü batan beşiği boyayıverdım.Birde yatak ,yorgan diktim...İşte sonuç:


Beşiğin orijinali buydu.Resmi internetten aldım.Gene fotoğraflamayı unuttum:)



Birde Aslı'nın 6 yaş elbisesi vardı. Alttan üstten daralt,dik birazda süsle...İşte yeni elbise



Bu arada daha öne bahsettiğim,kitabını okuduğum dizinin fragmanları yayınlanmış.Buyurun:




Çalıkuşu'na dönmez inşallah bu hikaye de...Tamam güzel olmuş,izliyorum ama tabii ki romanla alakası yok. Roman hakkında bilgisi olmayanlar  için ek bilgi vereyim, Feride varya dizide...Aslında O; çok gururlu ve inatçı . Öyle aşkını yaşamaya çalışan bir tip değil...Kamuran'la da öyle canım cicim halleri yok.Hele ki bu kadar entrika hiç yok...Ayyy afakanlar basıyor walla izlerken:)Yeni nesil Çalıkuşu olmuş:)


                                                                                          Sevgiler....







3 Ocak 2014 Cuma

Doğum Günün Kutlu Olsun Barış Manço..



              Kelimeler kifayetsiz kalıyor tabii anlatmaya....Çok yönlü harika bir insan....Şarkılar,melodiler,sözler müthiş.Hayatın her alanından ....

            Barış Manço deyince aklıma :

             
          Hey gidi günler beeee....Odtu stadyumunda kar yağdığı ilk gün, arkadaşımla beraber ilk ayak basanlar olarak,kulağımızda ortak kulaklıkla,bağıra bağıra bu şarkıyı söyleyerek ,karlarda geziniyorduk...

           Benim ilk istediğim kaset Nurhan Damcıoğlu olmuştu.Yaş 4 falan...Sonraki kasetim Barış Manço oldu ve hep Barış Manço ile devam etti...Sözlere bakın:

Tanrı bütün kullara rızkını dağıtırken
Kimi sırtüstü yatar kimi boşta gezerken
Kul Ahmet erken kalkar haydi ya nasip derdi
Kimseler anlamazdı ya nasip ne demekti

O mahallede herkes gömlek giyerdi
Bizim kul Ahmet bir gün bir ceket diktirdi diktirir ya
Mahalleye dert oldu kul Ahmet'in ceketi

Kul Ahmet erken kalkar haydi ya nasip derdi
Kimseler anlamazdı ya nasip ne demekti
Herkes gömlek giyerken Ahmet ceket giyerdi
Konu komşuya dert oldu kul Ahmet'in ceketi

Mahalleli kahvede muhabbet peşindeyken
Leylekler lak lak edip peynir gemisi yüklerken
Kul Ahmet erken yatar sabaha ya kısmet derdi
Kimseler anlamazdı ya kısmet ne demekti

Herkes gömlek giye dursun
Bizim kul Ahmet ceketine bir de astarla kaplatıverdi 
kaplatır ya
Konu komşuya dert oldu kul Ahmet'in ceketi
Kul Ahmet erken yatar sabaha ya kısmet derdi
Kimseler anlamazdı ya kısmet ne demekti
Herkes gömlek giyerdi
Konu komşuya dert oldu kul Ahmet'in ceketi

Bir gün bir yoksul öldü üzüldü mahalleli
Ama bir kefen parası bulamadı mahalleli
Kul Ahmet dedi yalan dünya çıkardı ceketini
Örttü garibin üstüne kaldırdı cenazeyi

Sonunda herkes anladı ya nasip ya kısmeti
Bizim kul Ahmet birdenbire oluverdi Ahmet bey
Ceket ise Ahmet beyin ceketi
İbreti alem oldu Ahmet beyin ceketi
Sonunda herkes anladı ya nasip ya kısmeti
İbreti alem oldu Ahmet beyin ceketi
Meğerse tüm keramet ceketteymiş be Ahmet
Barış a sorar isen sen bu yolda devam et




                       Sakız hanımla başlayan nağmelere ne demeli....

Çocukluğunun geçtiği o mahallede
Başı boyalı ahşap eski bir evde otururlardı
Sakız hanımla mahur bey
Bembeyaz tenli bembeyaz saçlıydı sakız hanım
Zaten onun için sakız hanım derdik kendisine
Pamuk gibi elleriyle kemençe calardı
Eşi mahur bey önce biraz nazlanır
Sonra oda kanunuyla eşlik ederdi sakız hanıma
Beraber meşk ederlerdi
Yaz akşamlarında
Açılırdı perdeler
Yorgun ellerinden
Dökülürdü nağmeler
İki yıl kadar oluyor
Önce kanun sustu eski evde
Birkaç ay sora da kemençe
Ve başı boyalı ahşap evin perdeleri
Bir daha açılmamak üzere kapandı
Evin satılacağı söylendi bir başka gence
Gittim içeri girdiğimde eski bir koltuğun üzerinde
Boynu bükük bir kanun
Ve kanunun göğsüne yaslanmış mahsun kemençeyi gördüm
Bizi rahatsız etmeyin der gibiydiler
Kıyamadım uzaklaştım
Mahur bey susunca kapandı perdeler
Sakız hanımla bitti o hüzünlü nağmeler



Falan filannnnn...... İyki Doğmuşsun,iyki dinliyoruz seni... Piyasada böyle değişik duygular  içeren şarkılar  yok. Ne varsa eskilerde var diyelim, rahmetli anneannem gibi:)