30 Ağustos 2013 Cuma

Mum ışığı



        Mum ışığıyla Ikea çerçeveleri buluşması ne hoş oldu:)

Efendim akşam balkon sefası yemeğini kendi ellerimle hazırladım:DD

Hımm bence hoş bir foto oldu:)


28 Ağustos 2013 Çarşamba

Dekuplaj denemeleri



             Aslı'nın resim öğretmeni bir ara gelin hep beraber ahşap boyayalım demişti.Geçen hafta tatilin bitmek üzere olduğu kafama dank edince hemen gidip malzemeleri aldım. Bunlar benim ve Aslı'nın denemeleri. Birde öğretmenimizle beraber yaptıklarımız olacak yakında...

               
Kutuyu beyaza boyadım.Kapak kısmını metalik renkle azcık renklendirdim.Üzerine  kestiğim resimleri ekledim.İçerisine ise Ikea'dan aldığım güzel kokulu süsleri yerleştirdim


Aslı'da kavonozları boyadı ve şekiller yapıştırdı...

Tabak rafından kitaplık:)



      İkea'da tabak rafı olarak geçiyor.Onlar da çocuk bölümünde kullanmışlar gerçi ama katologda arasanız o bir tabak rafı:) Odamız küçük olduğundan bunun uygun olacağını düşündüm ve aldım.Duriş artık bir süre idare etsin:)


Daha sevimli koltuklar da alabilirdim ama bu benim hoşuma gitti.Fiyatı da uygundu.Bu armut koltuğu Bellona'dan aldım.Duru'nun odasına yerleştiriverdim.

Dolap kapağınıda çıkartmalarla süsledim:)



Amigurumi tavşancık



                 Bu tavşancığı yapmayı çok uzun zaman önce planlamıştım. Benim ilk yaptığım örgü işi oyuncak ,ortaokuldayken ev ekonomisi dersinde olmuştu:)


İşte yukarıdaki şekilde görünen bebek benim ilk çalışmam:))

Tavşancığı ise,  ben başladım kayınvalidem devam etti ve bitirdi.Bende Hello Kitty 'yi örmeye başladım.Bakalım devamı gelecek mi? :))

Yandaki salyangozu dekuplaj malzemeleri almak için Ulus'a gittiğimde gördüm ve boyadım.Çocuklar için hiç mantıklı değil çünkü birleşmesi çok zor.İyi yapılmamış.Ancak dekoratif kullanılabilir.


Burda dergisinde gördüğüm tavşancığın aynısı oldu:)



26 Ağustos 2013 Pazartesi

Hüzünle sevinçin birleştiği an-Kerem'in dünyaya gelişi


    Erkeklerin askerlik anıları, kadınların doğum hikayeleri......Aklıma Kayahan'ın şarkısı geldi.'Bizimkisi bir aşk hikayesi'

                    Bizim hikayemiz,gece 12'de sancıları başlayıp, gece 3 gibi hastaneye gitmesiyle başlıyor...

Doktor demişti, normal doğum diye bir tabir yoktur.Vajinal doğum ve abdominal doğum vardır.Bence de normal doğum denilen , çokda normal bişey değildir.Sevgili Ayşegül o gün öğlen 4'e kadar sancılar çektikten sonra ,bebeğin kemiğe takılması sebebiyle sezeryana alındı.O anı hiç unutmayacağım.Sancı çekmek, doğumu beklemek çok zor birşeymiş.Hele ki herşey yolunda giderken, vajinal doğum için herşey uygunken ve birde o kadar sancıyı çekdikten sonra sezeryana alınmak gerçekten hem psikolojik hemde fizyolojik olarak çok zor birşey. O vakitlerde aklıma gelmemişti ancak sonradan benim doktorumun da 'Beklersek bebek aşağıya iner ve çok riskli bir ameliyat olur.Rahim parçalanabilir,bebekte istenmeyen durumlar gerçekleşebilir' dediğini. 

Beklerken ne kadar keyifliydik. Bebeğin babasıyla doğumda hangi ayarda fotoğraf çekeceğinden tutunda güzel şarkılardan bahsedip' Olur ya ' adlı şarkıyı Mehmet Erdem'den 2 defa bile dinlemiştik.Ayşegül'ün sedyeye bindirilip, hiçbirşey yapamadan öylece arkasından bakana kadar...

Ben teselli verme konusunda çok beceriksizim.Bana da teselli verilmesinden haz etmediğimden galiba. Bu sebeple sadece bakakaldım....Göz yaşlarına dayanamadım ve kendimi sedyenin kapıdan çıkması için beklettim.

Evet hemen ameliyat gerçekleşti. Biz sonradan öğrendik ki çok riskli bir ameliyat olmuş. Bebeğin gelişini haber aldığımızda herkes çok sevindi.Tabii ki çok sevindim,gözümden yaşlar aktı ama asıl sevinç ikisini bir görünce olacaktı. Çünkü hep bebek için sevinirler halbuki orda 1. önem derecesinde anne vardır. İlk yardım temel kural: İlk önce anneyi tedavi edeceksin ki, bebeğe bakabilsin....

İşte bebeğin gelişi ve hüzünle sevincin birleştiği an.....


Aynı anda kameramı arkama çevirdiğimde ise...


Ve çok şükür ki yarım saat kadar sonra da cici annemiz geldi. Yorgun ve perişan yüzünde tek birşeyin ifadesi vardı. O da bebeğine olan özlemi. İlk söylediği 'koklamak istiyorum...'

Artık kapının süslenmesinin zamanı gelmişti:))) Mutlu son..........


Ben Facebook 'ta hoşgeldin bebek yazısını paylaşınca sevgili arkadaşım Reyhan  bana mesaj attı ' kuzenim de Tobb'da doğum yaptı ,onların da oğlunun adı Kerem.Geçerken birinin kapısında da kocaman Kerem yazısı gördüm.Görmemişler gibi...Sizin ki oluyormuş birde' dedi ve bende 'Evet canım tam isabet' dedim:))) Öyle deyince yeni trend böyle demek ki deyip toparladı hemen:))


Babaanne ve dedesinin sevinci:)

O kadar para verince hastane altın bile takıyor.İşte hastanenin hediyeleri...


Bunlar da Keremciğin şekerleri...









                                               

22 Ağustos 2013 Perşembe

Ayna ayna söyle bana....



Ayna ayna söyle bana
Benden güzeli var mı dünyada?
:))
Cevap: Error error....

Bir varmış, bir yokmuş...
Ağaçlar ninni söylemiş, rüzgarlar ıslık çalmış.Dede torununa bir masal anlatmış.Torun masalı ormandaki nehre atmış.Bana balıklar anlattı.Ben de size anlatayım.Belki beğenir, gider dostlarınıza anlatırsınız.....

                                                                                                  (Çiğdem Güneş-Yağmur şaçlı kız)

Efendim birgün genç bayan Paşabahçe mağazasına gitmiş. Gezinirken güzel bir aynaya rastlamış. Aynayı eline almış, fiyatı gözüne çarpmış. Alamayacağı için üzüntüden kendi kendine konuşmaya başlamış.Konuşurken ayna dile gelmiş. Ne demiş???
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Biz bu kısma ucu açık soru diyoruz.Hikayeyi isteğe göre tamamlayınız:)))

Sevgilerle:)

21 Ağustos 2013 Çarşamba

Taktığım şarkı

          Bugün arabada dönerken radyoda dinledim.Hatta Ayşegül'le beraber söyledik.Eve geldik, şarkı açalım dedik, yok!!aklımıza bir türlü gelmiyor.Ne arattık, ne arattık sormayın ve sonunda bulduk.Bende dedim ki sırf Ajda Pekkan konulu bir yayın yapacağım.

            Ajda'nın söylediği çoğu şarkı cover mı diyorlar işte öyle:) Ya da adı herneyse:) Bilemedim şimdi:)Yani çoğunun yabancı versiyonları var. Bu sebeple müzikler harika,dünyaca sevilmiş,tutulmuş tınılar, sözler de müthiş uyumlu. Yanına birde plak olsa..Üff tadından yenmezdi ama:(

              Şimdi gelsin şarkılar veeeee sizlere armağanım olsun.........


Bu şarkı benim aradığım şarkı.Bunu Mehmet Erdem'in yorumuyla dinlemiştim radyoda.Onu da koyalım hemen.Sanki o daha başarılı mı olmuş ne!!!




Şimdi de müthiş Tarantino filmlerinden olan Kill Bill'in soundtrack lerinden birini söylemiş Ajda....


İşte Kill Bill filminde geçen versiyonu...Muhakkak dinleyin derim...Video başlarken
'Revenge is a dish  best served cold ' yazar.Yani intikam soğuk yenen yemektir!!!Filmin konusu intikam üzerine tabii ki.Ancak neden böyle bir tabir kullanılmış? Çünkü sıcak yersen midene oturur:)) Zaman geçmeli ki planlar daha iyi yapılsın,sular durulsun...Zaman geçince de yemek soğur.Mantık bu:))Bence yani:))




Bu şarkıda Ayşegül'ün seçimi...Bu şarkıyı yeni nesil Aşk-ı Memnu ile tanıdı.Biz ise çocukluk yıllarımızdan....Bir günah gibi....





Ve Ağlama anne.....Ağlama gerçekten, her ne kadar  uyuşmadığımız zamanlar olsa da,sen annemsin,canımsın seni hasta ve üzgün gördüğümde dayanamıyorum:(








         

Gene mi doğum günü:))


      Gerçek doğum günü bugündü.Yazıyı yazma saatime bakılınca dündü demek doğru olur herhalde:) Ailemizin büyükleri erken doğum günü kutlamasında bulunamamışlardı. Biraz acele bir kararla hazırlandım bu güne. ALLAH SAĞLIKLA, SIHHATLE,MUTLULUKLA,HUZURLA BİR ÖMÜR GEÇİRMEYİ NASİP ETSİN HERKESE!!! Bugün Ayşegül'ün doktor randevusu vardı. Sohbet arasında 'Biz çok kitap okuduk doğumla ilgili ' deyince doktor:'Köydekiler neden daha mutlu? Çünkü senin kadar okumuyorlar,bilmedikleri için de çok mutlular!!!Bilmek endişelenmeyi,endişe huzursuzluğu,huzursuzluk da mutsuzluğu getirir,dedi. Bende gelecek günler için hep endişe taşıyorum.İnşallah herşey güzel olur...

Sevgiyle Kalın........

Pastayla başlayalım...Bildiğimiz basit tiramisu tarifi.Hazır keki ikiye böl,döndür birleştir:) Kremasına badem kaynat, rondodan geçir.Hımmm nefis lezzet:) Üzerine şubatta yaptığım şeker hamurundan kalan parçalarla birleştir:) Az kaldığı için azcık yamukluklar oldu.Birde hazır pandispanyadan bir parça daha koysaymışım daha kabarık ,daha hoş görünecekmiş...


Buzdolabı magnetleri yaptırdım.Aslında bu iş Türkiye'de ilk oldu galiba.Puzzlelarımı yaptırdığım çerçeveciye gittim.Office1store'da gördüğüm magnetlerden istedim.Orda daha ucuza yaptıracaktım fakat yarına deyince vazgeçtim.Neyse kadıncağızda öyle yapamıyoruz da biz gene kumaşa basalım,arkasına mdf ekleyelim,mıknatıs da yapıştırdık mı olur dedi.Ne yapayım, iyi bari dedim. Fena olmadı hani:)




Peçeteler ve diğer kaplanan süsler internetten bulunup indirildi.Photoshop da düzene sokuldu ve evde basıldı.

English Home'dan dolap kokuları alındı ve isimler eklendi.Ben kendim yapacaktım ama zaman yoktu.Eskiden dolapların kenar köşelerine bişeyler yerleştirirdim.Aslı astım olduktan sonra evde kokulu hiçbirşey kullanmadım.Sanırım bir süre daha kullanmayacağım..

Mumlukları eşim yeni almış Paşabahçe'den.Yanında şirin bir kuş da vardı. Paşabahçe'yi indirimli ürünleri olduğu zaman seviyorum:) Arkadaki çubuk süsleri origami kagıtlarıyla Aslı yaptı...


Davetiyelerimiz...

Ve işte doğum günü masamız.Masa örtüsünü ben diktim.Metresi 10 liralık dertsiz,tasasız,gamsız kumaştan. Mal sahibine benzer derler ama bu sefer tutmadı:)Balonlara göz yapıştırdım.Kurdeladan da agız yaptım:)

Cup Cake'im herkesin dilindeydi.Keki yaparken içine tane fındık koydum.Üzerine pastayı yaptığım kremadan ekledimHani şu bademli olandan:) En üste de yeşil,leziz fıstıklar ve minik flemalar:)) Böreğim bir efsane, ben her gelene bunu yapıyorum.İşin sırrı Apikoğlu muhteşem sucuğuyla Maraş peynirinin  karışımında.Benden söylemesi:)Poğaçam ise zaten biliniyor.Kısırı ben yapmadım,O Fatma'ya aitti:)


Geldiğiniz için çok teşekkürler,iyki varsınız....



Nevresim Takımları



             Bugün gene bir avm turu atıyorduk ki, ben gene English Home ve Madame Coco'ya girince sevgili Ayşegül üflemeye başladı:) Madame Coco ne kadar kokoş bir isim değil mi?' Ayyy hep Fransa'dan getiriyorlar çok özel kolleksiyonlar var' demek isterdim:)) Armada mağazasında , orada çalışan bir bayanla konuşuyorduk da İstanbul'da üretilen bir Türk firmasıymış. Bu sebeple daha çok alma isteği oluştu.Tasarımlar Fransa'da yapılıyomuş:PP Yaa iki kuleyi  kumaşa koymak  çok da zor olmasa gerek.Taa Fransa'ya gitmeye gerek yok:)) İnanmadım:)))Neyse işte yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı:)

            İsimlere gelince çok cancanlı:)) Arz talep meselesi:)) Kimi ismi alıyor, kimi nevresimleri:))

           English Home Türkiye'de üretiliyor ama sahibi hangi milletten bilemeyeceğim.Sonraki gidişimde sorarım:)

           Coco'da bu sezon English Home'dan daha güzel gelen tek şey incecik,kenarları dantelli bornozları oldu.Onu da sevgili Ayşegül hediye aldı:) Ayşegül'le gezmeyi seviyorum. Ben cimri bir insan olduğumdan,cömert insanları pek severim:PPP Yani gerçekten öyle değilim herhalde,,ühühüh!! Öyle miyim ki? Yok yok değilim canım.Tutumluyum:))

           English Home'dan aldım bişeyler işte,pembişler kızlara, yazılılar da bana....



1,5 metre yanımdan git!!!



            Efendim daha önce bahsetmiştim,beni orda burda değil yollarda 2 tekerlekli ulaştırma aracı ile arayabilirsiniz:) Böyle söyleyince Haluk Levent'in şarkısı geldi.Konuyu açıklarken bir yandan da dinleyelim

Geçenlerde bisikletle gezerken Eymir Gölünde, yolda yürüyen yayalara bile sinir oldum:) Yaya olarak yürürken de bisikletle gezenlere sinir olurdum:) 5 kişi elinde çekirdek hiç umursuzca yürüyor. Kornama basıyorum tık yok.Müsade edermisiniz deyip durmak zorunda kalıyorum.Ama olmaz ki!!!:)) Bundan sonra her ülkede uygulanan kural geçerli, her şartta:) 1.5 metre:))
Şaka bir yana, lütfen çok dikkat!!!

Bisiklet yolu olsa gerçekten Ankara bir başka olur. Evinin yanındaki markete bile arabayla gidenler olsada bisiklet kullanan da bir o kadar fazla olacaktır.



Bisikletle giderken ne lazım? Tabii ki suluk:) Renk renk kıyafete göre:)

17 Ağustos 2013 Cumartesi

Bahçeli ev keyfi:)



            Walla ne desem? Gerçekten bugün böyle güzel, bahçeli bir evim olsun istedim. Keyifli mangal partisi için ev sahiplerine çok teşekkür ederiz:)