çocuk olmak

Çocuk olmak istiyorum

Ama kendi çocukluğum olmalı

Alabildiğince özgür

Alabildiğince masum

Ufak hesaplar peşinde olmayan

Sebepsizce verici

Ama bi o kadar da kıskanç

Küsünce dudak büken

Çocuk olmak istiyorum

                                                Ö.Ü.KILIÇ

Sevgili Nilgün ve güzel kızı İpek

Bu devirde çocuk olmak ta bi iş arkadaş.Kendi kızlarıma da bakıyorum,beklentilerimiz yaşadıklarımızın üstünde.Gerçi bi yerde öyle de olmalı diyorum.Çocuklar anne ve babalarını geçmeli.Sonra da ne kadar hırslı olduğumuzu fark ediyorum.Onların bir birey olduklarını çoz az zaman hatırlıyoruz.Çözümü bulamadım ki...Bizde böyle yetiştik kısmen,yanlız özgürdük,dağ tepe bayır gezerdıik.Yazları gece 12 den önce eve girmezdik.Şimdi oyunlar avm'lerde...Bizde o günlerimize biraz dönelim dedik ama avm çok da tatmin edici gelmedi...

Resimler bende kısıtlıymış.Sevgili Nilgün'le oynadık biz bu oyunu.Yanlış hatırlamıyosam ben yenmiştim:))
Zeynep Hocam ,güzel kızımız Sena ve yakışıklı oğlumuz Emre...

Aslı ok atarken

Zeynep hocam yendi:(

Hoşgelirsin inşallah 2013:)

    Geçenlerde sevgili görümcemle de aynı şeyi konuştuk.Yaw nedense ben, bu yeni yıl konseptinden pek haz almıyorum.Bana hep hüzünlü geliyor.Fazla mı abartılıyor acaba diye düşünmemek elde değil.Çünkü ertesi gün bakmışsın gene aynı:)
   Aslında o gün baya düşündüm.Neden hüzünlü?Sonra çocukluğuma inerek yanıtı bulmaya çalıştım:).İlkokul 1.sınıfa giderken,okumayı yeni öğrenmiştim ki öğretmenim herkese yaptığı gibi bana da 2 adet kitap hediye etti.Birincisi küçük deniz kızı(sonunda kendini denizlere atıyor,herşeyini kaybetmiş) diğeri de kibritçi kız(noel arifesinde kibritleri bittikten sonra ölüyor) Neyse ben bu kitapları okuduktan sonra bi süre kitap okumak istemedim.Okuduysam da zorla...Hatta annem beni doktora bile götürdü.Bu kız neden okumakta zorlanıyor?Gözleri mi görmüyor?Yoksa başka bişeyler mi var? diye.Doktorun da 'bişey yok sadece tembel' dediğini hatırlıyorum:) Şimdiler de düşünüyorum da, yaw 1.sınıfa giden çocuğa sonu kötü biten hikaye niye okutulur?Aslı'nın kitaplarına bakıyorum, bu hikayelerin sonu farklı bitirilmiş.Bütün zulüm bana mıydı yaa...:) Ehh işte ben duygusal bi insanım. Etkilenmiş olmam çok mümkün.Hala hatırladığıma göre...:))

  Genede ortamı bozmayayım ve kızımın ödevi için yazdığım şiiri paylaşayım


2012 de bitti
Yeni bir yil geldi
3C sinifi olarak
Neseyle 3 yil gecti

Bazen tartissak da
Gulduk eglendik birlikte
Fadime ogretmenim , biz
Hayati ogrendik sizinle

Eskiye bakip uzulme
Gelecege bak sevincle
Yeni yil yeni umut
Olsun hepimize

Eski yillar eskimesin
Yeni yillar hep gelsin
Arkadaslarimla birlikte
Kutlayalim hep neseyle

                Ö.Ü.KILIÇ

Öğrencimin hazırladığı yeni yıl kartı.
Herşey çok güzel anlatılmış:)

Puzzle merakı....

Puzzle yani Türkçesiyle yap-boz herkesin sabır gösterip yapabileceği bir iş değildir.Yap-boz zeka geliştirir mi? Ya da zeki olanlar mı yapar? Çocuklar için yapılan araştırmalar da bütünü oluşturulmak için gösterilen çabanın zihni geliştirdiği gözlemlenmiştir.Yapılan bu etkinliği sunmanın ise özgüveni geliştirdiği belirtilmiş fakat tek başına zekayı geliştirdiği değilde çocuğun gelişimine katkıda bulunduğu söylenmiştir.Eğer çocuk yapmak istemiyorsa bu onun ilgisini çekmediğini gösterebileceği gibi daha az zeki olduğunu kesinlikle göstermez.Peki ya benim gibi 35 yaşında ki çocuklar için? Bence,başta söylediğim gibi sabır,sabır sabır.........................

James lee-Early Service

Nusret Dökmeci-Yeni Cami

Italy-Colosseum

Yapım aşamasındayken....

Aslı'ya aldığım yap-bozlardan birkaçı...

Venedik

Osman Hamdi Bey-Kaplumbağa Terbiyecisi

Osman Hamdi Bey'in bu temalı tablosunun 2 tane versiyonu var. Puzzle yapmak isteyenler için bu versiyonu 1500'lük olarak educa da diğer versiyonu için 1000'lik olarak art puzzle da mevcut.İkisinin arasındaki fark nedir? diye soracak olursanız tabii ki öncelikli olarak parça sayısı derim.Ben diğer versiyonunu da yaptım.1000'lik olan çok kolay .Ben ilk defa yapacağım diyenler için cesaretlendirici olabilir.İki resim arasında orijinallerinde olduğu gibi  kaplumbağa sayısı,saksı ve renk tonlaması gibi farklılıklar mevcut.Ressamın bu resimle ne anlatmak istediği tartışma konusu.Fransız bir dergide çıkan buna benzer bir tablodan esinlendiği kuvvetle ihtimal......

Bir şiirde benden:)

Geçenlerde sohbet arasında konuşulurken, depresyondayım galiba dedim.Arkadaşımda bir hediye al eşine mutlu olursun deyince aklıma bi şiir yazmak geldi.Öncesinde de maddeci insanlardan bahsediyorduk ki,aynı arkadas bana ne kadar maddecisin dedi:)Bende insanda maddedir,kütlesi ve  hacmi vardır dedim.Yani insana da mı değer vermiyelim deyince biber acıysa hayatta acımıdır özlem dedi:)şiirimin ilerleyen bölümlerindeki ilham kaynağım bu konuşma ve o ara okuduğum kitaptan esinlenmemdir.

10. Kasımda bitti

Gene bir sonbahar devrildi,

Ben her akşam yolunu gözlerim

Senin her zaman esirinim

Sabahın beşi uykular dağılmış

Lapa lapa kar yağmış

Heryer bembeyazken

Kalplerdeki bu hüzün neden?

Bazen bi söz

Bazen bi madde

Bazen bi melek şekil verir hayata,

Herşeyin bahanesi bulunurda

Bakışların bahanesi yoktur aslında

Herşey ne kadar doğru ki zaten deyip

Bişey yapmamak insan işi,

Düşün geriden gelenleri

Bırak gitsin zevkleri

Bi düşün mükemmel evreni,

Herşey nasıl uyum içinde

Güçlü olan hayatta kalır felsefesiyle

Yaşamaya çalışmak zor bu devirde

Yorgunum,bazen kırgınım hayata

Biber acıysa hayatta acı değil aslında

Mana'yı bulduğun zaman

Maddenin değeri yok bu dünyada

İnsan bazı şeyleri hiç unutmazken

Bazılarını nasıl hatırlamaz ki,

Zihin meşguliyeti nasıl birşeyse

Anlamak mümkün değil ki

Ne yapabilirimi düşünürken

Hiçbirşey yapmadan geçer zaman

Vaktinde yapilan şeylerin

Kıymeti olur her zaman

                          Ö.Ü. KILIÇ

007 James Bond

Bir bayan olarak bu ne ilgi böyle aksiyon filmlerine diyebilirsiniz.Ben gercekten çok büyük zevk alıyorum.Hele ki bu serinin film muziği beni bitirdi diyebilirim.Adele'nin muhteşem sesinden skyfall'u dinlemenizi tavsiye ederim.Linki veririm yazının sonunda...Gelelim bu 007 ne demekmiş. “00″ kodu bir ajana tanınmış olan öldürme yetkisini (license to kill) ifade eder 7′de Bond’un kişisel numarasıymış.

İan Fleming kafasında yarattıgı bu asilzade görünümlü kahramana vurucu bir isim ararken bir gün eline kuşlarla ilgili bir kitap gecmiş (‘batı hint adalarının kuşları’ (bird’s of the west indies) kitabının yazarı Ornitolog James Bond) ve kitabın yazarının ismini kahramanın adı olarak karar kılmıştır.Bond’un kodunu “7″ olarak belirlemesine ise;daha baştan 7 adet ayrı macerayı içeren bir seriye niyetle ve herkesi şaşırtmak içinde bu serilere sondan,başa doğru numaralandırarak yazmaya karar verdiğini söylemiştir. Bu sebeple ilk kitabını “007 James Bond” olarak numaralamış, ancak kitabın beklenmedik şekilde tutması ve okuyucunun bunun ajanın ismine ait olduğunu sanmasıyla ortaya çıkıveren havayı bozmamak adına sonradan bu fikrinden vazgeçip, tüm kitapları “007″ olarak numaralamıştır.

Skyfall'da kullanılan araba Aston Martin çok pahalı bir araba olduğundan bu filmde 3 boyutlu yazıcılar kullanılarak benzeri 3 adet moduler ve gerçek boyutunun üçte biri kadar model üretmişler.Daha sonra aslına uygun şekilde boyanarak kurşun delikleri gibi detayları eklemişler.filmde kullanılması için araçlardan birini Proshop Modelmakers şirketine vermişler,birini de açık arttırmada 100 bin dolara satmışlar.(Bilim ve teknik aralık ayı)

Filmde Ankara,İstanbul ve Fethiye'de çekilmiş sahneler mevcut.Bana sorarsanız  diğer ülkeleri gösteriş biçimlerine bakılınca' aman ya gene bi arap kültürü verilmek istenmiş' dedim.Sonradan da ya biz neden herşeyi ciddiye alıyoruz,her zaman herşey mükemmel mi sunulmalı diye düşündüm:))Yabancı kaynaklı bir filmde Türkiye'yi görmek çok keyifliydi.Filmi birde imax de izleyince keyfime diyecek yoktu doğrusu.İzlemek isteyenlere iyi seyirler,baya reklam yaptım sanırım:)

Ajana dikkat:)

Arabaya dikkat:)

İşte kapalı çarşı...

Plakaya dikkat....

Kahve keyfi:)

Komsuda pisen bizede duser.komsum bu konuda oldukca iyi.3 sene kadar oldu sanirim, orta olcekli espresso makinasi aldik.fakat onlara yetmedi ve modeli baya yukselttiler.bende sevgili aysegule verdim sivasta guzel kahve icsinler diye:))laf aramizda cok da farki yok hani iki makina arasinda.eger 2kisi icinse esse de satilan 14 bar basincli bi makina isinizi cok rahat gorur.kahvenizi taze cektirmeniz,cok bekletmemeniz kaydila tabii ki...komsumun ayrıca kahve öğütme makinası var.Gercekten de evde yayılan mis gibi kahve kokusunu duyuyosunuz.sonraki işlem makinaya yerleştirme.asıl önemli olan bence sütün köpürmesi ve sıcak olabilmesi.yüksek basınç bunu kolaylaştıriyor.Ustalık burda devreye giriyor çünkü sütü çok ısıtayım derken köpükten olabilirsiniz.Nasıl olacak derseniz?Deneyerek derim.Bir püf noktası:süt yağsız olursa köpük daha güzel olur:)Afiyet olsun:))

Pazar gunu

Sabah kahvaltisi icin bol sebzeli omlet.domates(hala marastaki bahcemizde yetismis organik domateslerimiz) biber mantar yumurta ve yaninda kup kup dogranmis hellim...tabii bunlari yaparken cocugun onune su koyarsan ne yapar?sekilde goruneni:)).

Bu tiramisu değil aslında,hazır keki kahve ile ıslatıp,içerisine labneli muhallebi konularak yapılan tatlı.Ama biz bu lezzetide çok seviyoruz.Tatlıları yaparken farlı lezzetler yakalamak istiyorsanız kahve aromalarını bi miktar muhallebilere eklerseniz veya duruma gore kekin üstüne dökerseniz çok çeşitli lezzetler elde edersiniz.

Nefis lezzetler

Teppenyaki cukuramda muhtesem guzel lezzetli saatler...resimde goruldugu her masa grubunda uzak dogulu ustalar sizin icin,taze yemekler pisiriyor.menulerden istediginizi seciyosunuz ve hersey cok duZenli bicimde onunuze getiriliyor.8-10 kisilik gruplarla daha eglenceli olacagini dusunerek gitmis olsamda basbasa zaman gecirmek icinde cok hos.isterseniz alakart salonunda da oturabilirsiniz bu arada..

Ebru calismalari

Sahsen ben hic denemedim.oyle yogun bi resim yapma istegim hic olmadi.ama asli bu konuda cok istekli.cok sansliyiz ki cok iyi bir resim ogretmenimiz var.ben hala 2.siniftaki gibi cop adam cizebiliyorum:))

Kizimin eseri....

Aslisimin yaptigi ilk profesyonel resimlerden....