17 Ağustos 2015 Pazartesi

Hayatın anlamını çözdüm:)

   Alanya'da denize bakan , konforu fena sayılmayan, temiz bir hastane odasında tatilimi devam ettiriyorum:)) Yani Allah beterinden saklasın ama azcık da olsa moralim bozuldu tabii.. Gerçi amacım denize gireyim değildi bu sefer. Öncelikli olarak Van'dan gelecek olan bir arkadaşımla vakit geçirmek, sonrasındaki hedefim ise Aslı'yı arkadaşlarıyla buluşturmaktı. Nasip, kısmet derler ya, işte bana da çok nasip olamadı ama gene de birkaç gün iyi vakit geçirdik. Hayatın anlamını çözdük be! :) 

   Uzun sohbetler ve konusmalardan sonra şunu fark ettim ki, herkes hayatinin roman olmasini istiyor:) Anlatsam roman olur... :) Evet yoğun hislerle yaşanan acılar  insanda böyle bir etki bırakıyor. Bu çok doğal bir tepki tabii de birde insanları analiz sentez yapanlar var ki onlar korkutucu. Hem eleştirirler hem kendileri yaparlar. Aslında neyi çok eleştiriyorsak o şeyi yapmak isteyip, yapamamamızdan kaynaklanıyor. Ufak tefek istisnai durumlar olabilir ama ben çok şahit oldum. İnsan çok karmaşık değil aslında, bir iki örneklemden yola çıkarak diğerlerini de anlamak mümkün. Geçenlerde bir dergi yazısında şöyle bir cümle okumuştum. Diyor ki: Herkes fakir olsaydı kimse daha fazlasını istemezdi. Evet bu söz ne kadar basitçe gibi gelebilir ama olayın özü şu ki, aslında olmak istediği ( farkında olamamış olabilir) şeyi başkalarında görünce kudurma hali kabaca:)) yani bende de oluyor nadiren de olsa:) Mesela şu an yaptığım eleştiri gibi... Bende yüze gülen arkasından konuşan,herkesle samimi ,herkesle arkadasmışım gibi olmak veya görünmek istiyorum. Hatta denedim ama mutsuz oldum, yapamadim... Eee hani esitlik:) madem oyle bende yazarim😬 

   Nasiat verenleri sevmiyorum, kızıyorum, eleştiriye açık değilim artık.... Sadece gıcık desinler yeterli:) hayatın anlamı benim için bu:) Kötü konuşmak istemiyorum, insandır neticede:). Ağır sonuçlar doğuruyorsa eleştiri yok, hakaret var:) yaa zorlami arkadaslik kuruluyor, kurma... Gerekirse küs, gerekirse tartis... Bu ne ya... Hayatta şu iki kelime gurubunu duymaktan nefret ediyorum , birincisi'haklıymışsın' ikincisi 'ayıp olmasın diye'  ( Demek ki ben bu iki kelime gurubunu sıkça söylemek istemişim) Hayır yani herkesin hayatı kendine arkadas, o vakit sakın gelip bana bişey anlatma.( Hep bişeyler anlatmak istemişim). :)))  Ne halt yersen ye derim bende. Hem benim kimsenin derdini dinleyeyim diye bir kaygım yok ki.. Bana dokunuyor hatta... Yaa bencillik değil de şöyle bişey, geçenlerde bir arkadaşım kocasını öyle bir anlattı ki, ben adamdan nefret ettim. Gece uyuyamadım, çözüm düşündüm,moralim bozuldu. Sabah bir baktım ki arkadaş gülücükler saçıyor:)) bir de kendi halime baktım... O da çok güldü bana:) Ve dedim ki, sakın ha ! bana anlatma bir daha, bünyem kaldırmadı:) Birde boyle gaza gelip, kavgaya karismisligim var ki, burada anlatilmaz. :)

       Sonuç şu ki, genç örtmenlere nasiat verdim. Belgesi burada, eğer dediklerimi yapmazlarsa ve gelip bana dert yanarlarsa bu yayını okutturup gözlerine sokacağım:) Oyyy kıyamam ben onlara tabii ki şaka, muhalefet daima haklıdır. İş başa düşünce olayın rengi değişir, nasiat vermek kolay, uygulaması zordur. Ağzı olan konuşur(benim gibi) sağ gösterip sol vurur birde ak akçe kara gün içindir...
                                       Sevgiler...

     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder