6 Ağustos 2015 Perşembe

Gone Girl (Kayıp Kız) 'dan yol çıkarak Nazım ve aşkı Galina...:))



               Gillian Flynn'nin romanından uyarlanan David Fincher'ın yönettiği tartışmalı film:)))
Ben AffleckRosamund PikeNeil Patrick Harris'in rol aldığı sürükleyici film...

               Şimdi ben yorumları okuyunca çok gülüyorum gerçekten.Yazar kendince bir kurgu yapmış ve bir roman yazmış.Yaw yazar bilimsel bir çalışma mı yayınlamış ki psikoanalizin yanlış taraflarına kadar derinlemesine yazı yazıyosunuz.:))) Diyor ve ben başlıyorum:))) 



              SPOİLER İÇEREBİLİR

            Mükemmelmiş gibi yetiştirilen bir kadının, hakimiyetini sağlayamadığı durumlarda büyük yalanlarla ve iftiralarla olayları kendi lehine çevirmesi, kocasının bunları fark ettiğinde, kendinden soğuyarak aldatması ve bunu öğrenmesi üzerine kurduğu mükemmel planlar:))) Erkek takipçiler kızabilir ama plan mükemmel...Canilik diz boyu o ayrı:)) Ağzım açık kaldı evet:)))  Kanımı dondurdu ve hatta tiksinti bile duydum...Ama heyecanla izledim...Başta söyledim ben kurguyu ,bunu da antiparantez belirteyim:)) Çok korku,polisiye,gerilim kitabı okudum zamanında...Kestirebiliyorum... Roman yazmak kolay bir iş değildir. Okuyanı gerçekten inandırmanız lazım.Bunun için de romanın geçtiği yerlere gidip o atmosferi yaşamalı, hele ki polisiye romansa ,hem polislerle hemde suçlularla konuşmalısınız.  Detayları iyi yönetmelisiniz. Ben bu kitabı okumadım ancak filmde, cinayet olayında, detaylar kaçmış.O kısımda biraz daha inandırıcılık olmalıydı.Kestirip atılmış.Ben filmin gidişatını bozmamak için devamını kendim yazdım kafamda.:)Ayyy temel sorun kıskançlık ve hakimiyet duygusu ki çok fena bişey...Söyleyecek söz bulamıyorum bu anlamda...Dostlukları,arkadaşlıkları,aşkları bitiren tek şey ....Keşke hiç böyle bir duygu olmasaydı:))Hayır yani kendimden biliyorum:)) Birgün hiç unutmuyorum , en sevdiğim arkadaşlaımdan birini aradım ve bana 'Evli ve çocuklu kişilerle konuşmamaya karar verdim,kıskanıyorum' dedi...Ben şokk!!! Haklııı... Kıskanıyosa ve baş edemiyorsa uzaklaşmak istemesi çok normal.Takdir ettim...Birkaç yıl sonra evlendi ve şimdi 2 tane çocuğu var...Hala konuşmuyoruz:)) Acaba gerçek nedeni bu değil miydi?:)) Beni bütünüyle mi kıskanmıştı:)) Yaaa anlamıyorum bazen ya, çok komik şeyleri kıskanıyorlar ya...Dayanamıyorum...Zenginin malı züürtün çenesini yorarmış hesabı kadınlar diğer kadınların kocalarının paralarını,aldığı çantayı,ayakkabıyı vesaire... kıskanıyor...Çok şükür hayatımın hiçbir döneminde maddeyi kıskanmadım...Belki de o duyguyu bende yaratacak arkadaşlar edinmedim...Büyük konuşmayayım ,amannn!!! başıma gelmesin kınadığım şeyler:) İnsanoğlunu anlamak zor:)) Geçenlerde bir arkadaşım facebook'a aynen şöyle yazmış:


         "Seni nasıl seviyorum, Piraye. Hayatımın en büyük nimetisin. Bazen ya Piraye olmasaydı diye düşünüyorum ve tüylerim diken diken oluyor." der ve cezaevinde zamparalık nası bişiyse araya dayısının kızı Münevver aşkı girer. Sonra Lena, Galina, Vera ve adını sayamadıklarımız...Bi Galina'ya aşk şiiri yazmamış Nazım...Sanırım Nazımın hayatına girdiği kadınlardan en zekisi Galina'ydı. Çünkü "sana aşığım" martavalını bi ona atamamış
😉Sevenleri bozulacak ama ben sevmem Nazım Hikmet'i.

           Yıllar evvel alıp okuduğum kitabı çıkarttım hemen...Tam net hatırlamıyorum çünkü olay neydi...Galina, Nazım'ın  metresi,yardımcısı ve sağlık danışmanıymış.Birbirlerini çok sevdiklerini söylüyor Galina. Nazım'da daha sonra 4 kez hayatını kurtardığını söyler Galina'nın... Bir tek ona şiir yazmadığı doğrudur. Galina şöyle der ilerleyen zamanlarda 'Vera ile çalışmaya başladılar. O zaman da onların aşkı başladı. Bir bunalım döneminden geçen Nazım'ın ,genç ve göz alıcı bir kadınla birlikte olarak kendini kanıtlamak istediği belliydi.Eğer benimle kalsaydı 20 yıl daha yaşardı.Bunu garanti ediyorum; oyun ve diğer türlerde yazabilirdi, ama şiir yazamazdı. Çünkü Nazım'ın dediği gibi, Nazım şiiri yüreğinin kanıyla yazardı.Ben bu trajediyi yaşamakla üzüldüm, ama yeniden şiir yazmaya başladığı için sevindim'


          Yani kadınca bir duyguyla Nazım'ı sevmemen normal arkadaşım...Kıskançlık,üzüntü ve nefret uyandıracak bir durum olabilir...Kitabı yazan bile Nazım için şöyle demiş ' Eğer   psikanaliz Sovyetler Birliğinde yasaklanmış olmasaydı, Nazım freudcular için ilginç bir vaka olurdu' :)))) Normal insan böyle şiir yazamaz şekercim...:))) Geçen haftalarda bir radyo programında Erol Evgin,Çiğdem Talu ve Melih Kibar konuşuluyordu. Çok fazla dinleyemedim,devamında söyleyeceğim şeyden bahsettiler mi bilmiyorum ama bende birkaç yıl önce bir Erol Evgin röportajında şunu okumuştum:

         Erol Evgin, Sezen Aksu'ya: Gene muhteşem bir şarkı yapmışsın.Nasıl yapıyorsun,hayranım sana....  der
          Sezen Aksu'dan cevap hemen gelir : Kırk yıldır aynı kadınla evlisin,ne yazmayı bekliyorsun:))))

         Buradan kimse kendine pay çıkartmasın. Konuyu hemen bağlayacağım.Ben sıkı bir radyo dinleyicisi olarak bir ara da Nevzat Tarhan'ı dinlerdim radyoda...Sezen aksu ve Kayahan gibi kişilerin Melankoli hastası olduğunu ve biz onları tedavi edersek hiçbirşey yazamazlar dediğini hatırlıyorum:))) Walla artık onlar mı normal, biz mi? Yoksa bazen bizde melankoli ve depresif durumlar içine mi giriyoruz bilemiyorum ama kısaca hayat bu işte diyoruz:)))

                                                                                                   Kendinize dikkat edin
                                                                                                             Sevgiler....   
           
       Filmden bir şarkı gelsin ki, ben pek severim...

                 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder