Çok aram yoktur kaz etiyle falan ama arada bir yenilmeside hoştur. Ben ilk kaz etini Eskişehir'de öğretmenlik yaparken yengemin beni kandırması dolayısıyla yedim.Önce bu dana eti dedi.Sonra köy tavuğu,sen bilmezsin dedi.Bende yedim.Hoşuma da gitti.Yemek işi bittikten sonra kaz eti olduğunu söylediğinde bi tuhaf hissettim kendimi:)))
Efendim, canınız kaz eti çektiyse telefon ediyorsunuz,hesaba para yolluyorsunuz,taa Kars'tan tuzlanmış kaz geliyor.Bizimki de geldi ama ben pişirmeyi beceremeyeceğimden,adresi halamızın evi olarak verdik:)) Dolayısıyla kaz bizden, sofra onlardan olmuş oldu.Ellerine sağlık diyor ve çokkk teşekkür ediyoruz. Bu kaz gelince iki gün buzları değiştirilerek suyun içinde bekletmek gerekiyormuş.Bozulmasın diye bol bol tuzlanmış olan bu eti,tuzdan kurtarmak için. Haşlarken çıkan yağıyla da dilimli patates kavuruyorsunuz..Hımmm nefis...Yani nefis galiba:))) Sevenler için müthiş :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder